PSİKOLOG BARIŞ SAMANCI YAZISI... TRAVMA VE GÜZEL GÜNLER!


TRAVMA VE GÜZEL GÜNLER !

Senaryo 1: Her zamanki gibi bir gündür; anasınıfı öğretmeni günlük eğitim programını uygulamaktadır. Sınıfta 25 tane altı yaş grubu öğrencisi vardır ve öğretmenleriyle birlikte etkinlikleri gerçekleştirmektedirler. Birden sınıfın kapısı açılır; eğitim fakültesi mezunu ve müdür yardımcı olan bir öğretmen, aşkına karşılık vermeyen anasınıfı öğretmenini önce ateşli silahla yaralar silahın tutukluk yapması nedeniyle amacına ulaşamadığı için bıçakla genç kadını öğrencilerinin önünde katleder. Sahnenin sonunda yetkililerin açıklaması vardır; “Üzgünüz, ama çocuklarımız için gerekli önlemleri aldık; onlara film çekildiğini anlattık…”


Senaryo 2: Güzel bir hafta sonudur. Orta yaşlardaki aile babası ailesiyle birlikte, her ne kadar tam karşılığını alamadığını düşünüyor olsa da onlarca kalemden oluşan vergilerini ödedikten sonra artakalan birikimleriyle aldığı otomobiliyle şehir gezisi yapmaktadır. Ve duyarlı bir sürücü olduğu için değil, trafik kuralı olduğu için yaya yolunda durarak yayalara yol verdiğinde arkadaki araçta bulunan şahısların korna seslerini duyar ama ilerlemeye devam eder. Büyük bir kent olması nedeniyle yaya yolu sayısı da oldukça fazladır ve iyi aile babası hem yanındaki oğluna iyi bir örnek olmak hem de kurallara uymak adına 4. defa durur ve bu seferde alışverişten dönmekte olan bir anne kıza yol verir. Artık arkadaki araçta bulunan şahıslar korna ve sellektörle yetinmeme kararı alırlar; çünkü iyi aile babası onların “kuralsızlık hakları”nı gasp etmektedir. Ani bir hareketle arabayı geçip önünü keserler, iyi aile babası daha ne olduğunu anlamadan camdan içeriye uzanan silahtan çıkan 13 kurşunla hayatını oracıkta kaybeder. Sahnenin sonunda aynı kentten seçilen bir milletvekilinin bireysel silahlanma ile ilgili görüşleri yansır. Vekil, ballandıra ballandıra silahlara olan ilgisini ve silah koleksiyonunu anlatmaktadır kendisine uzanan mikrofona.

Senaryo 3: Ünlü bir futbolcu gece kulübünden çıkıp lüks otomobiline ilerlerken kendisine soru soran muhabire tekme tokat saldırır. Sahne orada kararır ve bir köşe yazarının yorumuyla devam eder; “Şimdi bu futbolcunun yaptığı doğru değil, orda saldırdığı dövdüğü kişi, sokakta sıradan bir adam, çöpçü değil ki, o bir gazeteci, olmaz , yanlış !”

Senaryo 4: Kadın kendisine şiddet gösteren kasap eşini şikayet etmiştir. Ve adam konuyla ilgili uyarıldıktan sonra bir daha yapmaması amacıyla bırakılır. Adam kendisini şikayet eden eşini cezalandırmak ve bir daha şikayet etmemesini sağlamak adına kulaklarını ve burnunu keser ve hastanenin önünde bırakır kadını. Sahne şu şekilde devam eder, hastanenin güvenlik kameralarına elini ve kulağını tutan bir insan şaşkınlıkla ağır ağır yürümektedir. Bu görüntülerden sonra sıradaki bir başka haber yayın akışına girer; “Defalarca tehdit edildiği önlem alınması ve korunma için dilekçe veren ancak hiçbir işlem yapılmadığı için saplantılı erkek arkadaşı tarafından öldürülen kadının katillerini yakalayan polislere ödül verildi!”

Çok kötü senaryolar hepsi; özensiz, plansız, kötü iç bunaltıcı, karamsar, kötülük kokan… İşte bu nedenle konusunu okuyup bu filmleri sinemada veya televizyonda izlememe hakkımızı elimizde tutabilir ve psikolojik sağlığımızı koruyabiliriz ya da bu senaryoya ait filmleri izlediğimizde en kötü ihtimalle kendimize “bu sadece bir film” diyebiliriz.

Peki bu senaryolar gerçeğin tam olarak kendisiyse? Bu senaryolardan aslında daha çok fazla varsa ve birey tam olarak bu senaryoları gerçek hayatın içinde sık sık deneyimliyor ve şahit oluyor ise ?

Bu kadar travmatik yaşantının ortasında insan nasıl koruyabilir kendisini, kendisini nasıl hissedebilir?

Travma, hayatın günlük akışı içinde, hiç beklenmeyen bir anda, insanın dayanma gücünü zorlayan ya da aşan bir durum olarak tanımlanabilir. Travmaların bir bölümü yukarıdaki senaryo olarak adlandırılan günlük haberlerden derlendiği gibi insan eliyle ortaya çıkabildiği gibi zaman zaman doğal afetlerle de ortaya çıkabilir. Nitekim; daha fazla güvensiz ve karamsar bir tablo çizmemek adına yukarıda; ülkemizde yaşanan deprem, sel, grizu patlaması, yangın gibi durumların öncesinde ve sonrasında yaşanılanlardan bahsedilmemiştir.

Hiç beklenmeyen bir anda geliştiğinden bahsettik travmaların. Bu tanımlamanın sanırım ülkemiz için değiştirilmesi gerekecek. Belki doğal afetler deprem, sel vb beklenmeyen bir anda gelebilir ancak insan eliyle gelen travmalar artık tam olarak beklenilen olgular oldu. Günlük hayattaki şiddet, cinayet, tecavüz, istismar haberleri o kadar çok fazla yer almaya başladı ki sıradanlaşmaya başladı. Bu travmalara karşı duyarsızlaşmayan, sıradanlaşmayan bireyler ise ne yazık ki “güvensizlik” duygusunu yaşamaya başlıyorlar.

Şiddetin ve insan eliyle ortaya çıkan travmaların gündelik hayatta her düzeyde yaygınlaştığı, hayatlarımızın, her gün yenilerinin icat edildiği korkularla, tehtitlerle, kötü insanlarla karartılmaya çalışıldığı, güvensizliğin hergün pompalandığı bir dönemde, insan olarak hem mağduru, hem tanığı, hem de öznesi olduğumuz “Gündelik Hayatın Travmaları” ile baş edebilmenin yolları; nedenlerini araştırmakla ve ülkemizin farklı yerlerinden gelen ve farklı alanlarda çalışan uzmanların görüş, düşünce, çalışma ve deneyimlerinin dikkate alınmasıyla, dikkatte alınmakla yetinmeyip biran önce önleyici ve düzenleyici tedbirlerin uygulamaya geçirilmesiyle mümkün olacaktır.

Gündelik hayatın travmalarından toplumsal olarak kurtuluşumuz, bireysel kurtuluş planlarımızla desteklendiği zaman mümkün olacaktır. İşte bu nedenle yukarıdaki senaryolara inat güzel bir senaryoyu hep beraber bireysel katkılarımızla yazabiliriz.

İşte bu senaryonun filmine ait fragmanın biran önce sinema salonlarında, televizyon kanallarında, haberlerde dönmeye başlaması dileğiyle.

Filmin müziğine gelince, benim önerim usta şair Nazım Hikmet’in güzel günler adına söylemiş olduğu bir umut cümleleriyle dolu olan şiiri ve Edip Akbayram’ın bestesidir;

Güzel günler göreceğiz çocuklar,
güneşli günler göreceğiz...
Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar,
ışıklı mavilikler süreceğiz...

Barış Samancı
Psikolog



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder