MESUT ÇANKAYA YAZISI...(EFELER İLE İLGİLİ YAZILAR-ŞİİRLER)

EFELİĞİM İMZAM
Unutturamayacaklar aslımı bana,
Kan deresinde boğulsamda,
Ölerek çoğalacağım dünümden yarınlara,
Efeliğim yine imza olacak sana.

Zeybeklerimle duracağım bağrına,
Gızanlarımla akacağım damarlarına,
Beni unutmak için yalvaracaksın dağlara taşlara,
Efeliğim yine imza olacak sana.


Mazlumlarla çakışmaz yolum asla,
Bilirmisin niçin çıktım vaktiyle dağlara,
Sen ki namert; püskül olmayasın tarihimin saçaklarına,
Efeliğim yine imza olacak sana.

Efe Bilirde söyler lafını,
Ar'ına saklanır, konuşturur ozanlığını,
Orta yerde salınarak gösterir vakarını,
Durma git buralardan görmek istemiyorsan imzasını..

Mesut ÇANKAYA



Sizde yazın yayınlayalım iletişim adresimiz: aydindogumluyuz@gmail.com





MESUT ÇANKAYA YAZISI...(EFELER İLE İLGİLİ YAZILAR-ŞİİRLER)

EFELİĞİM İMZAM
Unutturamayacaklar aslımı bana,
Kan deresinde boğulsamda,
Ölerek çoğalacağım dünümden yarınlara,
Efeliğim yine imza olacak sana.

Zeybeklerimle duracağım bağrına,
Gızanlarımla akacağım damarlarına,
Beni unutmak için yalvaracaksın dağlara taşlara,
Efeliğim yine imza olacak sana.


Mazlumlarla çakışmaz yolum asla,
Bilirmisin niçin çıktım vaktiyle dağlara,
Sen ki namert; püskül olmayasın tarihimin saçaklarına,
Efeliğim yine imza olacak sana.

Efe Bilirde söyler lafını,
Ar'ına saklanır, konuşturur ozanlığını,
Orta yerde salınarak gösterir vakarını,
Durma git buralardan görmek istemiyorsan imzasını..

Mesut ÇANKAYA



Sizde yazın yayınlayalım iletişim adresimiz: aydindogumluyuz@gmail.com





AYDIN İLİNE ÖZGÜ ATASÖZLERİ...

Aydın Çukuru, Altın Çukuru
Aydın Yaylası, İncir Deryası
Dağ Dağ Üstüne Olmuş, Hane Hane Üstüne Olmamış
Pekmez Gibi Malın Olsun, Sineği Koçarlı’dan Gelir
Pis Boğazla, Boş Boğaz Dertten Kurtulmaz
Akan Çay Her Zaman Kütük Getirmez
Karasu’da Bardak Yaparlar, Akşama Kalamadan Kuyucak’ta Kulpunu Takarlar
Kaza Gelmez Hak Yazmayınca, Bela Gelmez Kul Azmayınca...










AYDIN İLİNE ÖZGÜ ATASÖZLERİ...

Aydın Çukuru, Altın Çukuru
Aydın Yaylası, İncir Deryası
Dağ Dağ Üstüne Olmuş, Hane Hane Üstüne Olmamış
Pekmez Gibi Malın Olsun, Sineği Koçarlı’dan Gelir
Pis Boğazla, Boş Boğaz Dertten Kurtulmaz
Akan Çay Her Zaman Kütük Getirmez
Karasu’da Bardak Yaparlar, Akşama Kalamadan Kuyucak’ta Kulpunu Takarlar
Kaza Gelmez Hak Yazmayınca, Bela Gelmez Kul Azmayınca...










PSİKOLOG BARIŞ SAMANCI'NIN YAZISI... KARNE UYARISI


Psikolog Barış SAMANCI'nın Karne Uyarısı makalesi... Kuşadası'nda faaliyetlerini sürdüren Barış SAMANCI'dan farklı konularda yazı ve makaleler yayınlamaya devam edeceğiz... OKUL BAŞARISI ’ndan HAYAT BAŞARISI’na Okulların kapanmasıyla beraber, öğrencilerin performansları değerlendirilir. Bu değerlendirme çoğunlukla akademik başarı ve başarısızlık boyutlarında algılanmaktadır ve bu algının somut ifadesi olan karne öğrencilere verilir. Karne çocuk için önemli bir kavramdır, aile içinde en az çocuk kadar önemlidir. Ancak çocuk yada ergen için daha önemlidir çünkü karnede değerlendirilen kişi kendisidir ve sonuçlarından en çok o etkilenmiştir yada etkilenecektir. Ve bu etki bireyin belki de hayat başarısına olumlu veya olumsuz katkıda bulunacaktır.
Ebeveynlere “Okuldan ne bekliyorsunuz, okulun çocuğunuza kazandırmasını beklediğiniz özellikler nelerdir? sorusunu sorduğumuzda çoğunlukla aldığımız cevaplar; iyi bir birey olması, kendine güvenmesi, çevresine, ailesine saygılı ve sorumlu bir insan olması, gibi cevaplar ilk sıraları alırken akademik başarı daha sonlarda ifade edilmektedir. Oysa öğrencilere bugün dağıtılan karneler ise bu cevaplar dahilinde değerlendirilmemektedir. Aslında karnelerde davranış notları da yer almasına rağmen ebeveynlerin dikkat ettiği noktalar, ders isimlerinin karşısındaki kutucuklarda yer alan rakamlardır.
Çünkü aslında ebeveynlerde bilmektedir ki; her ne kadar çocuklarının özgüveni yerinde olan, ne istediğini bilen sorumluluk sahibi, saygılı, kendini iyi ifade edebilen bireyler olmalarını istediklerini ifade etseler de, harflerin farklı kombinasyonlarla yan yana getirilmesinden daha öteye gidemeyen öğrenci değerlendirme sisteminde (LGS, SBS, ÖSS vb.) istedikleri bu özelliklerin bir anlamı yoktur. Çünkü SBS de bireyin ne kadar yardım sever olduğu veya yaşadığı ülke için neler düşündüğü ve ne yaptığı önemli değildir, önemli olan seçenekler arasından problemin doğru cevabı olan seçeneği işaretleyebilmesidir. Acaba hayat başarısı da bize sunulan seçenekler arasından doğru olanı seçmek midir? diye düşünüyor insan. Ve okullarımız, eğitim sistemimiz bize hayatta karşı karşıya kaldığımız seçenekler arasından doğru olanı seçme becerisi için gerekli yardımı ve eğitim programlarını uyguluyor mu? sorusu geliyor ardından. Bu soruya hemen hemen tüm ebeveynler ve eğitimciler hayır cevabını verirken ve bu düzeni, sistemi eleştirirken, değişimin bir parçası olamamanın, “sistem biziz” diyememenin verdiği bir savunma mekanizmasıyla; tüm sorumluluğu çocuk ve gençlere atıveriyoruz. Belki de başkalarına atıverdiğimiz bu sorumluluklarımız nedeniyle hayat başarısında sınıfta kalan bir toplum olmaktan kurtulamıyoruz, beklide bu yüzden ÖSS derecesi yapmış gencecik insanlarımız veya üniversitede parlak bir kariyeri olan öğretim görevlilerimiz aniden hayatlarına son veriyorlar; sınavlarda doğru seçenekleri bularak geldikleri yerlerden hayat sınavında yanlış seçeneği seçerek ayrılıyorlar… Sözü çok uzatmamak gerekirse, bugün tatil başlıyor ve karneler dağıtılıyor. İyi karneler olduğu kadar kötü karnelerde bu gerçeğin bir parçası olarak öğrencilerin ve ailelerin karşısına çıkıyor. Kötü karneye sahip olan çocuk ve gençlerin ailelerine kötü karne sonucunda çocuğun ya da ergenin kendine güveninin zedelenebileceğini hatırlatıp. Bu durumla karşılaşan ebeveynlere; • başarısızlığı yargılamak yerine yapıcı çözümler üretmelerini • karnedeki başarısız notlara dayanarak çocuklarını katı bir dille suçlamamalarını, onları ,oyun ve tatil saatlerini ortadan kaldırarak ağır bir biçimde cezalandırmamalarını. • zayıf notlar ve başarısızlık karşısında paniğe kapılmadan üzücü sonuçları yeniden yaşamamak için, mantıklı ve çocuklarıyla birlikte çözümler aramalılarını ve üretmelerini. • başarısızlığa neden olan faktörleri ele alarak çocuğun dikkatini sorumluluklarına çekmelerini • her çocuğun kendine özgü niteliklerle donanmış , ayrı bir birey olduğunu düşünerek , çocuğu diğer çocuklarla , arkadaşlarıyla , kuzenleriyle ve kardeşleriyle kıyaslama yoluna gitmemelerini hatırlatmakta fayda olduğunu düşünüyorum. Sonuçta karne, çocuğun yeterliliğini gösteren bir şey olmaktan çok, çocuğun okulla ilgili sorumlulukları alıp almadığı, okul konusunda heveslendirilip heveslendirilmediği, arkadaş ve aile ilişkileri gibi birçok konuda ebeveynlere ipucu vermektedir. Bir bakıma karne de yer alan notlar dolaylı olarak aslında hepimizin notlarıdır. Ve bu ipuçlarını yakalamanın yollarından biriside, hayat başarısı içinde sıkça kullanmamız gereken bir enstrümandır; İletişim. Başarısız öğrencilerle yapılan bir araştırmada bu gerçeği desteklemektedir; okulda başarısızlık gösteren öğrencilerin %72si aileleriyle iyi bir iletişimlerinin olmadığını ifade etmişlerdir
Sınavlarda olduğu kadar, karnelerde notların yazıldığı kutucuklar kadar küçük ve basit olmayan hayatta da doğru seçenekleri bulabilmeniz dileğiyle. Barış Samancı Psikolog






PSİKOLOG BARIŞ SAMANCI'NIN YAZISI... KARNE UYARISI


Psikolog Barış SAMANCI'nın Karne Uyarısı makalesi... Kuşadası'nda faaliyetlerini sürdüren Barış SAMANCI'dan farklı konularda yazı ve makaleler yayınlamaya devam edeceğiz... OKUL BAŞARISI ’ndan HAYAT BAŞARISI’na Okulların kapanmasıyla beraber, öğrencilerin performansları değerlendirilir. Bu değerlendirme çoğunlukla akademik başarı ve başarısızlık boyutlarında algılanmaktadır ve bu algının somut ifadesi olan karne öğrencilere verilir. Karne çocuk için önemli bir kavramdır, aile içinde en az çocuk kadar önemlidir. Ancak çocuk yada ergen için daha önemlidir çünkü karnede değerlendirilen kişi kendisidir ve sonuçlarından en çok o etkilenmiştir yada etkilenecektir. Ve bu etki bireyin belki de hayat başarısına olumlu veya olumsuz katkıda bulunacaktır.
Ebeveynlere “Okuldan ne bekliyorsunuz, okulun çocuğunuza kazandırmasını beklediğiniz özellikler nelerdir? sorusunu sorduğumuzda çoğunlukla aldığımız cevaplar; iyi bir birey olması, kendine güvenmesi, çevresine, ailesine saygılı ve sorumlu bir insan olması, gibi cevaplar ilk sıraları alırken akademik başarı daha sonlarda ifade edilmektedir. Oysa öğrencilere bugün dağıtılan karneler ise bu cevaplar dahilinde değerlendirilmemektedir. Aslında karnelerde davranış notları da yer almasına rağmen ebeveynlerin dikkat ettiği noktalar, ders isimlerinin karşısındaki kutucuklarda yer alan rakamlardır.
Çünkü aslında ebeveynlerde bilmektedir ki; her ne kadar çocuklarının özgüveni yerinde olan, ne istediğini bilen sorumluluk sahibi, saygılı, kendini iyi ifade edebilen bireyler olmalarını istediklerini ifade etseler de, harflerin farklı kombinasyonlarla yan yana getirilmesinden daha öteye gidemeyen öğrenci değerlendirme sisteminde (LGS, SBS, ÖSS vb.) istedikleri bu özelliklerin bir anlamı yoktur. Çünkü SBS de bireyin ne kadar yardım sever olduğu veya yaşadığı ülke için neler düşündüğü ve ne yaptığı önemli değildir, önemli olan seçenekler arasından problemin doğru cevabı olan seçeneği işaretleyebilmesidir. Acaba hayat başarısı da bize sunulan seçenekler arasından doğru olanı seçmek midir? diye düşünüyor insan. Ve okullarımız, eğitim sistemimiz bize hayatta karşı karşıya kaldığımız seçenekler arasından doğru olanı seçme becerisi için gerekli yardımı ve eğitim programlarını uyguluyor mu? sorusu geliyor ardından. Bu soruya hemen hemen tüm ebeveynler ve eğitimciler hayır cevabını verirken ve bu düzeni, sistemi eleştirirken, değişimin bir parçası olamamanın, “sistem biziz” diyememenin verdiği bir savunma mekanizmasıyla; tüm sorumluluğu çocuk ve gençlere atıveriyoruz. Belki de başkalarına atıverdiğimiz bu sorumluluklarımız nedeniyle hayat başarısında sınıfta kalan bir toplum olmaktan kurtulamıyoruz, beklide bu yüzden ÖSS derecesi yapmış gencecik insanlarımız veya üniversitede parlak bir kariyeri olan öğretim görevlilerimiz aniden hayatlarına son veriyorlar; sınavlarda doğru seçenekleri bularak geldikleri yerlerden hayat sınavında yanlış seçeneği seçerek ayrılıyorlar… Sözü çok uzatmamak gerekirse, bugün tatil başlıyor ve karneler dağıtılıyor. İyi karneler olduğu kadar kötü karnelerde bu gerçeğin bir parçası olarak öğrencilerin ve ailelerin karşısına çıkıyor. Kötü karneye sahip olan çocuk ve gençlerin ailelerine kötü karne sonucunda çocuğun ya da ergenin kendine güveninin zedelenebileceğini hatırlatıp. Bu durumla karşılaşan ebeveynlere; • başarısızlığı yargılamak yerine yapıcı çözümler üretmelerini • karnedeki başarısız notlara dayanarak çocuklarını katı bir dille suçlamamalarını, onları ,oyun ve tatil saatlerini ortadan kaldırarak ağır bir biçimde cezalandırmamalarını. • zayıf notlar ve başarısızlık karşısında paniğe kapılmadan üzücü sonuçları yeniden yaşamamak için, mantıklı ve çocuklarıyla birlikte çözümler aramalılarını ve üretmelerini. • başarısızlığa neden olan faktörleri ele alarak çocuğun dikkatini sorumluluklarına çekmelerini • her çocuğun kendine özgü niteliklerle donanmış , ayrı bir birey olduğunu düşünerek , çocuğu diğer çocuklarla , arkadaşlarıyla , kuzenleriyle ve kardeşleriyle kıyaslama yoluna gitmemelerini hatırlatmakta fayda olduğunu düşünüyorum. Sonuçta karne, çocuğun yeterliliğini gösteren bir şey olmaktan çok, çocuğun okulla ilgili sorumlulukları alıp almadığı, okul konusunda heveslendirilip heveslendirilmediği, arkadaş ve aile ilişkileri gibi birçok konuda ebeveynlere ipucu vermektedir. Bir bakıma karne de yer alan notlar dolaylı olarak aslında hepimizin notlarıdır. Ve bu ipuçlarını yakalamanın yollarından biriside, hayat başarısı içinde sıkça kullanmamız gereken bir enstrümandır; İletişim. Başarısız öğrencilerle yapılan bir araştırmada bu gerçeği desteklemektedir; okulda başarısızlık gösteren öğrencilerin %72si aileleriyle iyi bir iletişimlerinin olmadığını ifade etmişlerdir
Sınavlarda olduğu kadar, karnelerde notların yazıldığı kutucuklar kadar küçük ve basit olmayan hayatta da doğru seçenekleri bulabilmeniz dileğiyle. Barış Samancı Psikolog






MESUT ÇANKAYA YAZISI...

Mesut Çankaya'dan Aydın ve Efeler ile ilgili yazı, şiir ve araştırmalar yayınlamaya devam edeceğiz, Aşağıdaki dörtlükler Facebook grubumuzdan alıntıdır.

Efenin torunu dedenin özü sözü birdi,
Namluya bir kez dokunur,elini çekmezdi,
Özünden olana gönlü geniş,
Düşman bellediğine merhametsizdi

Efenin Torunu deden YÖRÜK ALİ,
Yere yakın ama yüreği mangal idi,
Her yerden kendine nefer edindi,
Hiç biri Haktan yana ona ah etmedi..

Efenin torunu deden DEMİRCİ,
Giymedi giydirdi, yemedi yedirdi,
Ahaliden aldığı gücü,
Düşmana karşı bileklik etti.


Efenin torunu deden ÇAKIRCALI Ödemiş te idi,
Aydın'a indi,
Denizli de dinlendi,
Köyceğiz de demlendi.
Efenin torunu deden ATÇALI,
Önce Ali'yi gızan etti,
Sonra Hasan'a pes ettirdi,
Yetmedi Aydın'ı kendine vilayet etti...

Mesut ÇANKAYA

Mesut Çankaya'dan Aydın ve Efeler ile ilgili yazı, şiir ve araştırmalar yayınlamaya devam edeceğiz,
Yukarıdaki yazı ve dörtlük Facebook grubumuzdan alıntıdır.

Facebook Grubumuz;
"EFE" Torunuyuz, AYDIN Doğumluyuz!

Facebook Hayran Sayfamız;
EFE TORUNUYUZ, AYDIN DOĞUMLUYUZ…