BOZDOĞAN İLÇESİ (AYDIN İLİ VE İLÇELERİ)

2000 nüfus sayımına göre merkez nüfusu 8300, köy nüfusu 26890 olup toplam 35190 kişidir.


İLÇEMİZİN YÜZÖLÇÜMÜ : İlçemiz 849 km2 , rakım ise 200 m dir.

İLÇEMİZİN GEÇİM KAYNAKLARI :

Doğal yapısı bitki üretimine elverişli olduğundan ilçe ekonomisi tarıma dayalıdır. İlçe ekonomisinde tarımın yanı sıra tarımsal ürünlerin alım satımına dayalı bir ticaret kesimi de vardır.

İlçemizde; tahıl ürünleri olarak arpa, buğday, mısır ekimi; endüstri bitkileri olarak pamuk, tütün, susam, yerfıstığı, patates dikimi yapılmakta olup sebze ve meyve yetiştiriciliği de oldukça yaygındır. İncir, zeytin, kestane, ceviz, kuzu göbeği, kapari ihraç ürünleri olarak ilçemizde önemli bir yere sahiptir. Ayrıca ülkemizde tüketime sunulan çam fıstığı ve kırmızı toz biberin önemli bir üretim yeridir. Bunların yanında madencilik, hayvancılık ve orman ürünleri ilçe ekonomisinin geçim kaynağını oluşturur. İlçemizde faaliyette bulunan tarımsal işletmeler orta ve küçük işletmelerdir.



İlçemizde sanayi fazla gelişmemiş olup sanayi kuruluşu olarak Belediyeye ait Mardan Memba suyu, Pınar grubuna ait Mardan Memba suyu, Kemer Barajında Balık Çiftliği ile İl Özel İdaresinin de ortak olduğu sebze (Biber) kurutma fabrikası bulunmaktadır.

Ayrıca Olukbaşı (Biresse), Dutağaç, Kızılçaköy ve Yenice köyleri kıl dokumacılığı yapmakta olup üretilen ürünler Arap ülkeleri ve İtalya'ya ihraç edilmektedir. Aynı zamanda ilçemizde iğne ve tığ oyacılığı yaygın olup ev kadınları el emeklerini satarak aile bütçelerine katkıda bulunmaktadır.

İLÇEMİZİN TARİHİ VE TURİSTİK ÖREN YERİ :

İlçemizde tarihi kalıntı olarak yapılan kazı çalışmalarında Kavaklı Köyü yakınlarında Arya Devletinin Bargasa kenti ile Yazıkent ve Koyuncular köyü yakınlarında Neopolis kenti çıkarılmıştır. Körteke köyünde Körteke Kalesinin Romalılar döneminden, Örtülü ve Konaklı köylerindeki Sarnıçlar ve Kemer Köprüsünün ise Selçuklu döneminden kaldığı bilinmektedir. Osmanlı dönemi kalıntıları olarak Pabuçcuoğlu, Baltacıoğlu, Hıdırbaba Camileri, Akçay üzerinde tarihi Mermer Köprü ile kasaba yakınlarındaki muhtelif höyükleri sayılabilir. Bunun yanında çarşı yanındaki bir mezarda Bozdoğan Voyvada Beyi Ali Bey ve Mardan Dağı yakınlarındaki bir tepede Hıdır Baba ve Okçu kumandanın mezarları bulunmaktadır.
İLÇEMİZİN TARIM, SANAYİ VE TURİZMDEKİ YERİ :
İlçemizin doğal yapısı tarıma uygun olduğundan, ilçe ekonomisinin en önemli kaynağı tarım olup, tarıma dayalı sanayi de son yıllarda gelişme gözlenmektedir. Sanayi kuruluşları ise yok denecek kadar azdır. Ayrıca Küçük Sanayi Sitesinin faaliyete geçmesi ile küçük sanayicimiz daha verimli hale gelecektir. İlçemiz tarihi kalıntılar dışında turizm yönünden oldukça arka planda olup, yaylalarımızın tanıtılması ve geliştirilmesi ile ilçe turizmine canlılık getirilebilir.
İLÇEMİZİN KISA TARİHÇESİ :
Bozdoğan'ın bilinen ve yazılı tarihi 13. Yüzyılda başlar. Bu yıllarda Bizanslılardan Selçukluların egemenliğine giren bölgeye Bozbey, Doğanbey ve Bozdoğan aşiretleri yerleştirilmiştir. Adını Bozdoğanlı Aşiretinden yada Akıncı Oğuz Boyunun o dönemin önemli silahlarından olan "Bozdoğanlar"ı kullanmalarından aldığı sanılan yöre, bu dönemde askeri amaçlı oluşturulmuş yerdir. Bölge 1243 Kösedağ savaşında Anadolu Selçuklu Devleti otoritesini kaybedince Menteşe Beyliğinin yönetimine girdi. XIV. y.y. başlarında Aydınoğulları Beyliği hakimiyetine giren bölge daha sonra Aydınoğlu Beyi İsa Bey'in Osmanlı Hükümdarı Yıldırım Beyazıt'a itaati bildirmesi üzerine Bozdoğan 1390 yılında "Beylik" olarak Osmanlı yönetimine bağlanmıştır. Tanzimattan sonra yapılan idari düzenleme ile de 1879 yılında ilçe olmuştur.


İLÇEMİZİN COĞRAFİ DURUMU :
İlçemiz Ege bölgesinin kıyı Ege kesiminde menteşe yöresinde yer almakta ve Aydın ilinin güney doğusunda bulunmaktadır. Güneyde Muğla ve Denizli illeri, doğuda Karacasu ilçesi, batıda Çine ilçesi, kuzeybatıda Yenipazar ilçesi, Kuzeyde Nazilli ilçesi ile komşudur. Yüzölçümü olarak Aydın ilinin %10.6'sını kaplar. İlçemizin %91,5 tarıma elverişli olup Aydın'a 72 km, Nazilli'ye 30 km uzaklıktadır.

Bozdoğan yeryüzü şekilleri engebelidir. Mardan dağı (1792 m) ve Karıncalı dağları (1699 m) ilçenin en yüksek dağlarıdır. Akçay ilçemizin en önemli su kaynağıdır ve bu akarsu üzerinde kurulan Kemer Barajı taşkın önleme ve enerji üretim amaçlıdır. İlçemizde yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlı geçer. Yörede sıcaklık ortalaması genellikle yüksektir ve yıllık yağış ortalama 762.8 mm dir.

İLÇEMİZDE YETİŞEN ÜNLÜLER :
Mehmet Emin Efendi (Erkut) 1973 - 1929 : 1973 Bozdoğan doğumlu olup babası Medrese hocası Abdullah Efendidir. İlköğrenimini Bozdoğanda yaptıktan sonra İstanbul'a giderek Fatih medresesinde yüksek öğrenimini tamamladı. 2. meşrutiyetin ilanında Bozdoğan Müftüsüydü. Kurtuluş savasında Rauf ve Rafet Beyleri de bulunduğu Nazilli Müftüsünün evinde yapılan toplantıda alınan kararlara bağlı olarak dağlarda eşkıya'lık yapan Demirci Mehmet Efe ve Zeybeklerle görüşerek dağdan inip mücadeleye katılmalarını sağlamıştır. 1920 yılında Son Osmanlı Mebusan Meclisine mebus seçilmiştir. Daha sonra Aydına gelerek Milli Mücadeleye katılmış ve Birinci Büyük Millet Meclisine Aydın Milletvekili seçilmiştir.
Fethi Efendi (1937 - 1921) (Bozdoğanlı Fethi) :
Fethi mahlasıyla anılan şairin göbek adı Mustafa'dır. İlköğrenimini babası molla Ahmet Hoca'dan aldı. Daha sonra babası Aydındaki Cihanoğlu medresesine gönderdi. Arapça ve Farsça öğrenen Fethi Efendi, şiir ve edebiyatla meşgul oldu. Medrese tahsilini bitirerek Mühendislik diploması aldı. Nakşibendilik tarikatına girerek şeyhlik mertebesine kadar ulaşmıştır.
OKÇU BABA : Hakkında fazla bilgi bulunmamaktadır.

İLÇEMİZİN YÖRESEL YEMEK ÇEŞİTLERİ:
Lahana Çorbası, Biber Kızartma, Taze Fasulye, Taze Börülce, Yahni, Borana, Saçma Yemeği (Ispanaktan yapılır), Gemdiken (kuşkonmaz) Kavurması, Gaygına, Cılbır, Karnıyarık, Bamya Yemeği, Kereviz Yemeği, Patlıcan Dolma, Yaprak Sarma, Kök Yemeği (Ispanağın Köklerinden yapılır.), Bulgur, Keşkek, Ekmek Dolması, Lahana Sarması, Pırasa Yemeği, Arapaşı, Enginar Yemeği, Ot Kavurma, Turp Otu Kavurması, Kaymaklı ve Tahinli Pide, Oğlak Kebabı, Kuzu Kebabı, Bulamaç (Muhallebi), Sütlaç, Kabak Çöreği, Pırasa, Ispanak, Dalgan Çöreği, Közleme (Gömme) Turşu, Börülce Turşusu, Şalgam Turşusu, Şalgam Kavurması, Dalgan Döndermesi, Cevizli Sucuk, Ev Makarnası, Un Helvası, İrmik Helvası, Arapsaçı, Çıntar, İncir Bandırması, Kekik Suyu, Kabak Yemeği, Bazlama, Kırma Zeytin, Kar Helvası, Üzüm Hoşafı (Kar konularak yenilir.)
İLÇEMİZDEKİ SPORTİF FAALİYETLER :
İlçemizde Bozdoğanspor Kulübü 1. Amatör kümede mücadele etmekte olup aynı zamanda çim ve toprak olmak üzere standart ölçülerde 2 Futbol Sahası, ve 1 adet Halı Saha bulunmaktadır.

İLÇEMİZE BAĞLI KÖYLER :
İlçemizde 2 bağlı belediye 44 Köy bulunmaktadır. Belde Yazıkent (İnebolu) Beldesi olup bağlı köy isimleri ise şöyledir. Akseki, Akyaka, Alamut, Alhisar Altıntaş, Amasya, Asma, Başalan, Çamlıdere, Dutağaç, Dümen, Güneyköy, Güneyyaka, Güre, Güvenir, Haydere, Hışımlar, Kakalan, Kamışlar, Karaahmetler, Kavaklı, Kazandere, Kemer, Kılavuzlar, Kızılca, Kızıltepe, Konaklı (Mınımak), Koyuncular, Körteke, Olukbaşı (Biresse) Osmaniye, Örencik, Örentaht, Örmepınar Örtülü, Pınarlı (Araplı), Seki, Sırma, Tütüncüler, Yakaköy, Yenice, Yeniköy, Yeşilçam, Ziyaretli köyleridir.
İnternet adresi:www.bozdogan.bel.tr

BOZDOĞAN İLÇESİ (AYDIN İLİ VE İLÇELERİ)

2000 nüfus sayımına göre merkez nüfusu 8300, köy nüfusu 26890 olup toplam 35190 kişidir.


İLÇEMİZİN YÜZÖLÇÜMÜ : İlçemiz 849 km2 , rakım ise 200 m dir.

İLÇEMİZİN GEÇİM KAYNAKLARI :

Doğal yapısı bitki üretimine elverişli olduğundan ilçe ekonomisi tarıma dayalıdır. İlçe ekonomisinde tarımın yanı sıra tarımsal ürünlerin alım satımına dayalı bir ticaret kesimi de vardır.

İlçemizde; tahıl ürünleri olarak arpa, buğday, mısır ekimi; endüstri bitkileri olarak pamuk, tütün, susam, yerfıstığı, patates dikimi yapılmakta olup sebze ve meyve yetiştiriciliği de oldukça yaygındır. İncir, zeytin, kestane, ceviz, kuzu göbeği, kapari ihraç ürünleri olarak ilçemizde önemli bir yere sahiptir. Ayrıca ülkemizde tüketime sunulan çam fıstığı ve kırmızı toz biberin önemli bir üretim yeridir. Bunların yanında madencilik, hayvancılık ve orman ürünleri ilçe ekonomisinin geçim kaynağını oluşturur. İlçemizde faaliyette bulunan tarımsal işletmeler orta ve küçük işletmelerdir.



İlçemizde sanayi fazla gelişmemiş olup sanayi kuruluşu olarak Belediyeye ait Mardan Memba suyu, Pınar grubuna ait Mardan Memba suyu, Kemer Barajında Balık Çiftliği ile İl Özel İdaresinin de ortak olduğu sebze (Biber) kurutma fabrikası bulunmaktadır.

Ayrıca Olukbaşı (Biresse), Dutağaç, Kızılçaköy ve Yenice köyleri kıl dokumacılığı yapmakta olup üretilen ürünler Arap ülkeleri ve İtalya'ya ihraç edilmektedir. Aynı zamanda ilçemizde iğne ve tığ oyacılığı yaygın olup ev kadınları el emeklerini satarak aile bütçelerine katkıda bulunmaktadır.

İLÇEMİZİN TARİHİ VE TURİSTİK ÖREN YERİ :

İlçemizde tarihi kalıntı olarak yapılan kazı çalışmalarında Kavaklı Köyü yakınlarında Arya Devletinin Bargasa kenti ile Yazıkent ve Koyuncular köyü yakınlarında Neopolis kenti çıkarılmıştır. Körteke köyünde Körteke Kalesinin Romalılar döneminden, Örtülü ve Konaklı köylerindeki Sarnıçlar ve Kemer Köprüsünün ise Selçuklu döneminden kaldığı bilinmektedir. Osmanlı dönemi kalıntıları olarak Pabuçcuoğlu, Baltacıoğlu, Hıdırbaba Camileri, Akçay üzerinde tarihi Mermer Köprü ile kasaba yakınlarındaki muhtelif höyükleri sayılabilir. Bunun yanında çarşı yanındaki bir mezarda Bozdoğan Voyvada Beyi Ali Bey ve Mardan Dağı yakınlarındaki bir tepede Hıdır Baba ve Okçu kumandanın mezarları bulunmaktadır.
İLÇEMİZİN TARIM, SANAYİ VE TURİZMDEKİ YERİ :
İlçemizin doğal yapısı tarıma uygun olduğundan, ilçe ekonomisinin en önemli kaynağı tarım olup, tarıma dayalı sanayi de son yıllarda gelişme gözlenmektedir. Sanayi kuruluşları ise yok denecek kadar azdır. Ayrıca Küçük Sanayi Sitesinin faaliyete geçmesi ile küçük sanayicimiz daha verimli hale gelecektir. İlçemiz tarihi kalıntılar dışında turizm yönünden oldukça arka planda olup, yaylalarımızın tanıtılması ve geliştirilmesi ile ilçe turizmine canlılık getirilebilir.
İLÇEMİZİN KISA TARİHÇESİ :
Bozdoğan'ın bilinen ve yazılı tarihi 13. Yüzyılda başlar. Bu yıllarda Bizanslılardan Selçukluların egemenliğine giren bölgeye Bozbey, Doğanbey ve Bozdoğan aşiretleri yerleştirilmiştir. Adını Bozdoğanlı Aşiretinden yada Akıncı Oğuz Boyunun o dönemin önemli silahlarından olan "Bozdoğanlar"ı kullanmalarından aldığı sanılan yöre, bu dönemde askeri amaçlı oluşturulmuş yerdir. Bölge 1243 Kösedağ savaşında Anadolu Selçuklu Devleti otoritesini kaybedince Menteşe Beyliğinin yönetimine girdi. XIV. y.y. başlarında Aydınoğulları Beyliği hakimiyetine giren bölge daha sonra Aydınoğlu Beyi İsa Bey'in Osmanlı Hükümdarı Yıldırım Beyazıt'a itaati bildirmesi üzerine Bozdoğan 1390 yılında "Beylik" olarak Osmanlı yönetimine bağlanmıştır. Tanzimattan sonra yapılan idari düzenleme ile de 1879 yılında ilçe olmuştur.


İLÇEMİZİN COĞRAFİ DURUMU :
İlçemiz Ege bölgesinin kıyı Ege kesiminde menteşe yöresinde yer almakta ve Aydın ilinin güney doğusunda bulunmaktadır. Güneyde Muğla ve Denizli illeri, doğuda Karacasu ilçesi, batıda Çine ilçesi, kuzeybatıda Yenipazar ilçesi, Kuzeyde Nazilli ilçesi ile komşudur. Yüzölçümü olarak Aydın ilinin %10.6'sını kaplar. İlçemizin %91,5 tarıma elverişli olup Aydın'a 72 km, Nazilli'ye 30 km uzaklıktadır.

Bozdoğan yeryüzü şekilleri engebelidir. Mardan dağı (1792 m) ve Karıncalı dağları (1699 m) ilçenin en yüksek dağlarıdır. Akçay ilçemizin en önemli su kaynağıdır ve bu akarsu üzerinde kurulan Kemer Barajı taşkın önleme ve enerji üretim amaçlıdır. İlçemizde yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlı geçer. Yörede sıcaklık ortalaması genellikle yüksektir ve yıllık yağış ortalama 762.8 mm dir.

İLÇEMİZDE YETİŞEN ÜNLÜLER :
Mehmet Emin Efendi (Erkut) 1973 - 1929 : 1973 Bozdoğan doğumlu olup babası Medrese hocası Abdullah Efendidir. İlköğrenimini Bozdoğanda yaptıktan sonra İstanbul'a giderek Fatih medresesinde yüksek öğrenimini tamamladı. 2. meşrutiyetin ilanında Bozdoğan Müftüsüydü. Kurtuluş savasında Rauf ve Rafet Beyleri de bulunduğu Nazilli Müftüsünün evinde yapılan toplantıda alınan kararlara bağlı olarak dağlarda eşkıya'lık yapan Demirci Mehmet Efe ve Zeybeklerle görüşerek dağdan inip mücadeleye katılmalarını sağlamıştır. 1920 yılında Son Osmanlı Mebusan Meclisine mebus seçilmiştir. Daha sonra Aydına gelerek Milli Mücadeleye katılmış ve Birinci Büyük Millet Meclisine Aydın Milletvekili seçilmiştir.
Fethi Efendi (1937 - 1921) (Bozdoğanlı Fethi) :
Fethi mahlasıyla anılan şairin göbek adı Mustafa'dır. İlköğrenimini babası molla Ahmet Hoca'dan aldı. Daha sonra babası Aydındaki Cihanoğlu medresesine gönderdi. Arapça ve Farsça öğrenen Fethi Efendi, şiir ve edebiyatla meşgul oldu. Medrese tahsilini bitirerek Mühendislik diploması aldı. Nakşibendilik tarikatına girerek şeyhlik mertebesine kadar ulaşmıştır.
OKÇU BABA : Hakkında fazla bilgi bulunmamaktadır.

İLÇEMİZİN YÖRESEL YEMEK ÇEŞİTLERİ:
Lahana Çorbası, Biber Kızartma, Taze Fasulye, Taze Börülce, Yahni, Borana, Saçma Yemeği (Ispanaktan yapılır), Gemdiken (kuşkonmaz) Kavurması, Gaygına, Cılbır, Karnıyarık, Bamya Yemeği, Kereviz Yemeği, Patlıcan Dolma, Yaprak Sarma, Kök Yemeği (Ispanağın Köklerinden yapılır.), Bulgur, Keşkek, Ekmek Dolması, Lahana Sarması, Pırasa Yemeği, Arapaşı, Enginar Yemeği, Ot Kavurma, Turp Otu Kavurması, Kaymaklı ve Tahinli Pide, Oğlak Kebabı, Kuzu Kebabı, Bulamaç (Muhallebi), Sütlaç, Kabak Çöreği, Pırasa, Ispanak, Dalgan Çöreği, Közleme (Gömme) Turşu, Börülce Turşusu, Şalgam Turşusu, Şalgam Kavurması, Dalgan Döndermesi, Cevizli Sucuk, Ev Makarnası, Un Helvası, İrmik Helvası, Arapsaçı, Çıntar, İncir Bandırması, Kekik Suyu, Kabak Yemeği, Bazlama, Kırma Zeytin, Kar Helvası, Üzüm Hoşafı (Kar konularak yenilir.)
İLÇEMİZDEKİ SPORTİF FAALİYETLER :
İlçemizde Bozdoğanspor Kulübü 1. Amatör kümede mücadele etmekte olup aynı zamanda çim ve toprak olmak üzere standart ölçülerde 2 Futbol Sahası, ve 1 adet Halı Saha bulunmaktadır.

İLÇEMİZE BAĞLI KÖYLER :
İlçemizde 2 bağlı belediye 44 Köy bulunmaktadır. Belde Yazıkent (İnebolu) Beldesi olup bağlı köy isimleri ise şöyledir. Akseki, Akyaka, Alamut, Alhisar Altıntaş, Amasya, Asma, Başalan, Çamlıdere, Dutağaç, Dümen, Güneyköy, Güneyyaka, Güre, Güvenir, Haydere, Hışımlar, Kakalan, Kamışlar, Karaahmetler, Kavaklı, Kazandere, Kemer, Kılavuzlar, Kızılca, Kızıltepe, Konaklı (Mınımak), Koyuncular, Körteke, Olukbaşı (Biresse) Osmaniye, Örencik, Örentaht, Örmepınar Örtülü, Pınarlı (Araplı), Seki, Sırma, Tütüncüler, Yakaköy, Yenice, Yeniköy, Yeşilçam, Ziyaretli köyleridir.
İnternet adresi:www.bozdogan.bel.tr

BUHARKENT (AYDIN İLİ VE İLÇELERİ)

Buharkent nüfusunun temelini teşkil eden, Ortakçı köyü 1901 yılı Eylül ayının 14. gününü 15. gününe bağlayan gecede büyük bir deprem geçirmiştir. Bu depremde 53 kişi hayatını kaybetmiş, köy oturulamaz hale gelmiştir.

Burhaniye adını alması da dönemin Padişahı 2. Abdülhamit'in 18. oğlu olan Burhanettin'e izafeten almıştır. Diğer bir rivayete göre, kurulmasında özel ilgi gösteren İzmir Valisi Kamil Paşanın oğlu Burhanettin'den Burhaniye adını aldığı söylenmektedir.


Kuruluşundan hemen sonra bünyesinde büyük bir nüfus toplayan ve ona paralel olarak gelişen Burhaniye'de 2. Meşrutiyetin ilanına müteakip 1908 yılında belediye statüsüne kavuşmuştur.

1 Mart 1954'de halkın isteği doğrultusunda Burhaniye'ye ikinci defa belediye teşkilatı kurulmuştur.

1955 yılına kadar Kuyucak ilçesine bağlı bir kasaba olarak kalan Burhaniye 1955 yılında, 8 bağlı köyü ile birlikte Bucak teşkilatına kavuşmuştur.
Bu zaman içerisinde 1 Mart 1942 yılına kadar Nazilli İlçesine, bu tarihte Nazilli ilçesinden ayrılarak Denizli - Sarayköy ilçesine bağlanmış, 1 Mart 1953 yılında Kuyucak'ın ilçe olması üzerine Kuyucak ilçesine bağlanmıştır.
Burhaniye kasabası 18 Haziran 1987 tarihinde yürürlüğe giren 3392 sayılı Kanunla ilçe teşkilatı statüsüne kavuşarak 3 Eylül 1988 tarihinde fiilen teşkilatlanarak Buharkent ilçesi olmuştur.
Toplam yüzölçümü 121 Km2, İlçe merkezinin rakımı ise 160 metredir.
2000 Yılı Nüfus Sayımı sonuçlarına 12 984 kişi yaşayan ilçede 1 bağlı belediye ve 8 köy bulunmaktadır.
İlçenin ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Sahip olduğu arazinin büyük bir kısmı sulanamayan kıraç, ormanlık alanlarla kaplıdır. İlçede 1968'de başlayan tavukçuluk faaliyeti ile 80'e yakın olan tavuk çiftliklerinde çalışanlarla birlikte 400'e yakın aile geçimini bu alanda sağlamaktadır. Genellikle yumurta tavukçuluğu yapılmaktadır. Son yıllarda et tavukçuluğu da gelişmeye başlamıştır.



BUHARKENT (AYDIN İLİ VE İLÇELERİ)

Buharkent nüfusunun temelini teşkil eden, Ortakçı köyü 1901 yılı Eylül ayının 14. gününü 15. gününe bağlayan gecede büyük bir deprem geçirmiştir. Bu depremde 53 kişi hayatını kaybetmiş, köy oturulamaz hale gelmiştir.

Burhaniye adını alması da dönemin Padişahı 2. Abdülhamit'in 18. oğlu olan Burhanettin'e izafeten almıştır. Diğer bir rivayete göre, kurulmasında özel ilgi gösteren İzmir Valisi Kamil Paşanın oğlu Burhanettin'den Burhaniye adını aldığı söylenmektedir.


Kuruluşundan hemen sonra bünyesinde büyük bir nüfus toplayan ve ona paralel olarak gelişen Burhaniye'de 2. Meşrutiyetin ilanına müteakip 1908 yılında belediye statüsüne kavuşmuştur.

1 Mart 1954'de halkın isteği doğrultusunda Burhaniye'ye ikinci defa belediye teşkilatı kurulmuştur.

1955 yılına kadar Kuyucak ilçesine bağlı bir kasaba olarak kalan Burhaniye 1955 yılında, 8 bağlı köyü ile birlikte Bucak teşkilatına kavuşmuştur.
Bu zaman içerisinde 1 Mart 1942 yılına kadar Nazilli İlçesine, bu tarihte Nazilli ilçesinden ayrılarak Denizli - Sarayköy ilçesine bağlanmış, 1 Mart 1953 yılında Kuyucak'ın ilçe olması üzerine Kuyucak ilçesine bağlanmıştır.
Burhaniye kasabası 18 Haziran 1987 tarihinde yürürlüğe giren 3392 sayılı Kanunla ilçe teşkilatı statüsüne kavuşarak 3 Eylül 1988 tarihinde fiilen teşkilatlanarak Buharkent ilçesi olmuştur.
Toplam yüzölçümü 121 Km2, İlçe merkezinin rakımı ise 160 metredir.
2000 Yılı Nüfus Sayımı sonuçlarına 12 984 kişi yaşayan ilçede 1 bağlı belediye ve 8 köy bulunmaktadır.
İlçenin ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Sahip olduğu arazinin büyük bir kısmı sulanamayan kıraç, ormanlık alanlarla kaplıdır. İlçede 1968'de başlayan tavukçuluk faaliyeti ile 80'e yakın olan tavuk çiftliklerinde çalışanlarla birlikte 400'e yakın aile geçimini bu alanda sağlamaktadır. Genellikle yumurta tavukçuluğu yapılmaktadır. Son yıllarda et tavukçuluğu da gelişmeye başlamıştır.



BABALAR GÜNÜ...(PSİKOLOG BARIŞ SAMANCI YAZISI...)

Aydın Kuşadası'nda faaliyet gösteren Psikolog Barış SAMANCI'nın "Babalar Günü" ile ilgili yazısı...

“Babanın gizlediği şey, oğulda açığa çıkar” der Nietszche.
Oysa popüler kültürün insanlara dayattığı şey ise baba figürünün öneminden daha ziyade babalar gününde babanıza alacağınız hediyeyi kredi kartınıza kaç taksitle alacağınız yada ona mutlaka bir hediye almanız gerektiğidir zira bir markanın babalar günü için hazırlattığı afiş ile oluşturmaya çalıştığı gibi ona borçlusunuzdur; o olmasaydı portakal kabuğunda vitamin olarak kalabilirdiniz.


Anneler Günü kadar eski olmasa da Babalar Gününün de bir geçmişi olduğu bilinmekte. Bazı araştırmacılar tarih belirtmezken Babalar Gününün Batı Virginia'da ortaya çıktığını savunuyor. Batı Virginia'da yaşayan John Dowdy'nin annesi öldükten sonra onun yerini alan ve hayatını çocuklarına adayan babası için böyle bir gün kutlanmasını istediği söyleniyor.

“Anne’nin yerini almak” ; babalar gününün çıkış noktasının anne yitiminden sonra anne rollerini üstlenmek zorunda kalan bir baba olduğu düşüncesi Thedor Hesburgh’un “Bir babanın çocukları için yapabileceği en büyük iyilik, onların annelerini sevmektir” sözünü anımsatıyor.

Ve bu sözü hatırlatarak tüm babaların babalar gününü kutlarken, bir babanın yokluğunun oğulda neleri oluşturabileceğini anlatan Cemal Süreyya’nın şiiri yerine, varlığının oğulda neleri açığa çıkarabileceğini görmek adına babaya dair yazılmış olan diğer bir şiiri; Can Yücel’in şiirini tüm babalara bir kere daha hatırlatıyoruz;

Hayatta ben en çok babamı sevdim.

Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yerden bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla ha düştü ha düşecek
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Bilmezdi ki oturduğumuz semti
Geldi mi de gidici hep, hep acele işi
Çağın en güzel gözlü maarif müfettişi
Atlastan bakardım nereye gitti
Öyle öyle ezber ettim gurbeti

Sevinçten uçardım hasta oldum mu,
Kırkı geçerse ateş, çağırırlar İstanbul'a
Bi helallaşmak ister elbet , diğ'mi oğluyla!
Tifoyken başardım bu aşk oy'nunu,
Ohh dedim, göğsüne gömdüm burnumu,

En son teftişine çıkana değin
Koştururken ardından o uçmaktaki devin,
Daha başka tür aşklar, geniş sevdalar için
Açıldı nefesim, fikrim, canevim
Hayatta ben en çok babamı sevdim

http://www.barissamanci.com/


BABALAR GÜNÜ...(PSİKOLOG BARIŞ SAMANCI YAZISI...)

Aydın Kuşadası'nda faaliyet gösteren Psikolog Barış SAMANCI'nın "Babalar Günü" ile ilgili yazısı...

“Babanın gizlediği şey, oğulda açığa çıkar” der Nietszche.
Oysa popüler kültürün insanlara dayattığı şey ise baba figürünün öneminden daha ziyade babalar gününde babanıza alacağınız hediyeyi kredi kartınıza kaç taksitle alacağınız yada ona mutlaka bir hediye almanız gerektiğidir zira bir markanın babalar günü için hazırlattığı afiş ile oluşturmaya çalıştığı gibi ona borçlusunuzdur; o olmasaydı portakal kabuğunda vitamin olarak kalabilirdiniz.


Anneler Günü kadar eski olmasa da Babalar Gününün de bir geçmişi olduğu bilinmekte. Bazı araştırmacılar tarih belirtmezken Babalar Gününün Batı Virginia'da ortaya çıktığını savunuyor. Batı Virginia'da yaşayan John Dowdy'nin annesi öldükten sonra onun yerini alan ve hayatını çocuklarına adayan babası için böyle bir gün kutlanmasını istediği söyleniyor.

“Anne’nin yerini almak” ; babalar gününün çıkış noktasının anne yitiminden sonra anne rollerini üstlenmek zorunda kalan bir baba olduğu düşüncesi Thedor Hesburgh’un “Bir babanın çocukları için yapabileceği en büyük iyilik, onların annelerini sevmektir” sözünü anımsatıyor.

Ve bu sözü hatırlatarak tüm babaların babalar gününü kutlarken, bir babanın yokluğunun oğulda neleri oluşturabileceğini anlatan Cemal Süreyya’nın şiiri yerine, varlığının oğulda neleri açığa çıkarabileceğini görmek adına babaya dair yazılmış olan diğer bir şiiri; Can Yücel’in şiirini tüm babalara bir kere daha hatırlatıyoruz;

Hayatta ben en çok babamı sevdim.

Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yerden bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla ha düştü ha düşecek
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Bilmezdi ki oturduğumuz semti
Geldi mi de gidici hep, hep acele işi
Çağın en güzel gözlü maarif müfettişi
Atlastan bakardım nereye gitti
Öyle öyle ezber ettim gurbeti

Sevinçten uçardım hasta oldum mu,
Kırkı geçerse ateş, çağırırlar İstanbul'a
Bi helallaşmak ister elbet , diğ'mi oğluyla!
Tifoyken başardım bu aşk oy'nunu,
Ohh dedim, göğsüne gömdüm burnumu,

En son teftişine çıkana değin
Koştururken ardından o uçmaktaki devin,
Daha başka tür aşklar, geniş sevdalar için
Açıldı nefesim, fikrim, canevim
Hayatta ben en çok babamı sevdim

http://www.barissamanci.com/


SULTANHİSAR (AYDIN İLİ VE İLÇELERİ)

"Aydın İlinin ilçeleri arasında olan Sultanhisar zeytini, inciri, üzümü ayrıca küçük ölçekli fabrikaları ile kendinden söz ettiriyor..."

1958 yılına kadar Nazilli ilçesine bağlı bir bucak merkezi olan Sultanhisar, 1958 yılında ilçe olmuştur. Sultanhisar 1270 yılında Selçuklular tarafından kurulmuş yakın tarihimizin bir kültür merkezidir.


1425 yılında Osmanlı İmparatorluğu hakimiyeti altına girmiştir. Aydın Bey'in kızlarından Nilüfer Sultanın hisarıdır. Bu güzel şehir onun eseri olup, kasaba ismini böylece Sultanhisar olarak almıştır.


Yüzölçümü 267 Km2, ve rakımı 84 m'dir. 2000 Yılı Nüfus Sayımı sonuçlarına göre 22 795 kişi yaşayan ilçede 3 bağlı belediye ve 11 köy bulunmaktadır.

İlçede yetiştirilen belli başlı ürünler Akdeniz ve Ege Bölgelerinin özelliklerini taşıyan zeytin, incir, üzüm, narenciye ve pamuktur. İlçede Türkiye'de yetişen her türlü ürün yetiştirilmektedir.

İlçenin sanayisi tarıma dayalıdır. Bunlar zeytinyağı fabrikaları, pamuk çırçır fabrikaları, tarım ürünleri mumlama ve paketleme tesisi ve incir işletmeleridir. Bunlardan başka bir emaye, bir jant ve bir dişli fabrikası mevcuttur.



SULTANHİSAR (AYDIN İLİ VE İLÇELERİ)

"Aydın İlinin ilçeleri arasında olan Sultanhisar zeytini, inciri, üzümü ayrıca küçük ölçekli fabrikaları ile kendinden söz ettiriyor..."

1958 yılına kadar Nazilli ilçesine bağlı bir bucak merkezi olan Sultanhisar, 1958 yılında ilçe olmuştur. Sultanhisar 1270 yılında Selçuklular tarafından kurulmuş yakın tarihimizin bir kültür merkezidir.


1425 yılında Osmanlı İmparatorluğu hakimiyeti altına girmiştir. Aydın Bey'in kızlarından Nilüfer Sultanın hisarıdır. Bu güzel şehir onun eseri olup, kasaba ismini böylece Sultanhisar olarak almıştır.


Yüzölçümü 267 Km2, ve rakımı 84 m'dir. 2000 Yılı Nüfus Sayımı sonuçlarına göre 22 795 kişi yaşayan ilçede 3 bağlı belediye ve 11 köy bulunmaktadır.

İlçede yetiştirilen belli başlı ürünler Akdeniz ve Ege Bölgelerinin özelliklerini taşıyan zeytin, incir, üzüm, narenciye ve pamuktur. İlçede Türkiye'de yetişen her türlü ürün yetiştirilmektedir.

İlçenin sanayisi tarıma dayalıdır. Bunlar zeytinyağı fabrikaları, pamuk çırçır fabrikaları, tarım ürünleri mumlama ve paketleme tesisi ve incir işletmeleridir. Bunlardan başka bir emaye, bir jant ve bir dişli fabrikası mevcuttur.



KUŞADASI FESTİVALİ ALTIN GÜVERCİN MÜZİK YARIŞMASI PROGRAMI...

Beklenen ve Özlenen Kuşadası Festivali Altın Güvercin Müzik Yarışması...

Final gecesinin 05 Haziran 2010 tarihinde saat 21:00'de yapılacak ve Kral Tv'den canlı olarak yayınlanacak. Konuk Grup olarak Hepsi Grubu katılacaktır. Sunucularını ise Aysun-Ali KOCATEPE yapacaktır...

Konserler

- 01 Haziran 2010 Ahmet KOÇ ve Edip AKBAYRAM (İsmail Cem Barış ve Dostluk Meydanı Saat 21:00)

- 02 Haziran 2010 Gripin ve Hayko CEPKİN (İsmail Cem Barış ve Dostluk Meydanı Saat 21:00)



- 03 Haziran 2010 Göksel ve Feridun DÜZAĞAÇ (İsmail Cem Barış ve Dostluk Meydanı Saat 21:00)

- 04 Haziran 2010 Mustafa CECELİ (İsmail Cem Barış ve Dostluk Meydanı Saat 21:00)

Etkinlikler

- 31 Mayıs 2010 Festival Meydan Açılışı (Atatürk Meydanı 17:00)

- 31 Mayıs 2010 Hakan EREN "Bir Zamanlar Sergisi" (Kuşadası Belediyesi saat 18:00)

- 02 Haziran 2010 Altın Güvercin Finalistleri Plaj Voleybol (Beach Volley) Karşılaşması Saat 17:00

- 05 Haziran 2010 Altın Güvercin Heykeli Açılış Töreni (Kuşadası Belediyesi Saat 14:00)

Organizasyon : Ali Rıza TÜRKER